Cemil Koçgün -İnsano Neçar  

Posted by Editör in , , ,

Cemil Koçgün - Şemso  

Posted by Editör in , , ,

Cemil Koçgün Kimdir?  

Posted by Editör in ,

Gözlerimi ilk açtığımda dünya denilen handa, `yer demir gök bakır`dı. Gri bulutlar kaplamıştı mekanımı. Tanımlayamadığım mevsimler ve sesini yitirmiş rüzgarlar esiyordu göğümde. Ürkek, biçare, kendinden bi haber, tuhaf bir şeyler peşinde koşturan insanlar gördüm. Adını koyamadığım garip duygular çarkındaydım. Korku, merak, heyecan ve hüzün içinde deviniyordu yüreğim. Belki bir yankı ve istekti?! Bilemiyordum. Kulak verdim zamana. Ama anlaşılmıyordu.

12 yaşlarındaydım. Babamın askere gitme vakti gelmişti. Gitti. Dönüşünde bana bir bağlama getirmişti. Uzun uzun uğraşmaya ve belli bir zaman sonra çalmaya başlamıştım. Bulunduğum mekanlara yabancı, uzak yerlere ait olan huzur ve heyecan verici melodilere bağlanmıştım ve öylece büyüdüm. Zaman çabuk geçmiş ve yirmi yaşımla buluşmuştum. Baktım ki önümde bir yol ve uzaklarda bir ışık hüzmesi. Geldim. Geldim ve hayatıma bir üstad olarak giren Mikail Aslan`la buluştum. Onunla müzik yapmaya başladım. Teoride ve pratikte dersler aldım. Müzik nedir, sanat nedir? Diye sormaya peşine düşmeye başladım. Beraberinde tarih, mitoloji, felsele ve bilcümle sanatlar geldi. Meğer `ağacın köküne inmek, insan olabilmekmiş` tüm mesele. Oraya varmak için köklere döndüm. Döndüm, döndüm ve aşka pervane oldum.
Müzik içerisinde derinlere doğru yol aldıkça, yaşlılarımızın o enfes performanslarını fark ettim. Trans ve semah; büyülü anlam. Pervane olup, garip bir sır etrafında çark olma.. Ruhun derinliklerine inip direğini sarsmak.. Yitik zamanlara ve mekanlara misafir oldum. Öğrendim; içimde sönmek bilmeyen kızıl bir köz kütlesi saklıymış. Meğer gönül sarayında yeşeren fridevs` bağını aydınlatan bir alevmiş sesim. Dinledim, duydum. İçimde o sesler ve o yankı dolanıp durmakta.. Artık çok yakın. Geldim işte...

Cemil Koçgün
06.2004 / Mainz